19/07/2024 00:31
Mevcut rekabet senaryosunda şirketler sürekli bir zorlukla karşı karşıyadır: Yüksek performanslı yetenekleri çekmek ve elde tutmak. Teknolojinin hakim olduğu, fırsatların bol olduğu bir çağda kuruluşların sadece ürün ve hizmetleriyle değil, çalışanlarına sundukları deneyimlerle de öne çıkmaları gerekiyor. Burası İşveren Markası.
İşveren Markası, şirketin işveren olarak itibarını ifade eder. Kuruluşun insanların çalışmak isteyeceği bir yer olarak yansıttığı imajdır. Bu, organizasyon kültürü, sunulan faydalar, maaş, iş-yaşam dengesi ve şirket içi büyüme fırsatlarına kadar tüm hususları içerir.
Güçlü ve çekici bir İşveren Markası geliştirmek, stratejik ve sürekli bir yaklaşım gerektiren çok yönlü bir görevdir. İK'nın bu hedefe ulaşmak için atabileceği bazı önemli adımlar şunlardır:
Güven oluşturmak için şeffaflık şarttır. Şirketler beklentileri, değerleri, kültürleri ve sundukları büyüme fırsatları konusunda net olmalıdır. Şeffaf iletişim, çalışanların beklentilerini kuruluşun gerçekliğiyle uyumlu hale getirmeye yardımcı olur.
Olumlu ve kapsayıcı bir organizasyon kültürü, bir profesyonelin şirket seçerken kararını etkileyen ana faktörlerden biridir. İK çeşitliliğe, yeniliğe, ekip çalışmasına ve kişisel gelişime değer veren bir kültürü teşvik etmek için çalışmalıdır.
Aday deneyimi, şirketle ilk temas noktasından itibaren başlar. İşe alım süreci etkili ve insanileştirilmiş olmalı, organizasyon üzerinde olumlu bir izlenim bırakmalıdır. Uzun ve kötü organize edilmiş seçim süreçleri, yüksek performanslı yetenekleri uzaklaştırabilir.
Yüksek performanslı yetenek sürekli büyümeyi arar. Eğitim, mentorluk ve net kariyer fırsatları gibi gelişim ve eğitim programları sunmak, bu profesyoneller için büyük bir çekim noktası olabilir. Bu da şirketin çalışanlarının gelişimine yatırım yaptığını gösteriyor.
Maaş önemli olsa da, yan haklar yeteneklerin elde tutulmasında önemli bir rol oynuyor. Sağlık planları, esnek programlar, uzaktan çalışma olanağı ve refah programları gibi faydalar, profesyonelleri seçerken büyük fark yaratabilir.
Çalışanların ve organizasyonun büyümesi için sürekli geri bildirim şarttır. Yapıcı bir geri bildirim sistemiyle birleştirilen düzenli performans incelemeleri, çalışanların şirket hedefleriyle aynı doğrultuda kalmasına ve becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur.
Dijitalleşmeyle birlikte bir şirketin çevrimiçi itibarı, yetenekleri çekme sürecinde önemli bir faktör haline geldi. Glassdoor ve LinkedIn gibi şirket inceleme sitelerine adaylar genellikle bir işe başvurmaya karar vermeden önce danışır. İyi bir çevrimiçi itibar, eski çalışanların olumlu değerlendirmeleri ve şirketin aktif dijital varlığı yoluyla oluşturulur.
İşveren Markası sadece geçici bir heves değil, aynı zamanda yüksek performanslı yetenekleri çekmek ve elde tutmak isteyen şirketler için stratejik bir gerekliliktir. Çalışanlarını yalnızca hoş karşılayan değil aynı zamanda geliştiren ve değer veren bir çalışma ortamı yaratan İK'nın bu süreçteki rolü çok önemlidir. Şirketler, güçlü bir işveren markasına yatırım yaparak yalnızca en iyi yetenekleri çekmekle kalmaz, aynı zamanda gelecekteki zorluklarla yüzleşmeye hazır, daha motive ve bağlı bir ekip de oluşturur.